Sayfalar

Salı, Aralık 27, 2022

2022 Nasıldı? Bilemedim

(Çalışma masamın üzerindeki üçlü kum saatim ve bana her daim rengiyle huzur veren el emeği yunus balıklı anahtarlığım.)

Yeni bir yıl daha başlıyor. Zaman su gibi akıp giderken 2023'ün de su gibi geçeceğini düşünüyorum. Zaman 2019'dan sonra hızla akmaya başladı sanki ya da bana öyle geliyor bilemiyorum. 2022 çok zorlandığım bir sene oldu her anlamda. Gücümle sınandım, hislerimle sınandım. Çok yorgunum desem az bile söylemiş olurum. Çok yoruldum galiba, bedenen de ruhen de, yoruldum gerçekten. Yetişmeye çalışmaktan birçok şeye, çok fazla insanla muhatap olmaktan, dinlenemeden bir sonraki güne uyanmaktan gerçekten yoruldum bu sene. Uyku düzenim tamamen karıştı, gecem gündüzüm oldu çoğu zaman, gündüz ise hep gündüz olarak kaldı. Hislerimin ezildiğini, önemsizleştiğini fark ettiğim bir yıl oldu yine 2022. Hayatta duygusal olarak baktığım birçok şeyde hayal kırıklığına uğradım, asla hislerimin karşılığını alamadım. Susmak da yordu beni biraz, susmak zorunda kalmak da. Çünkü, insan konuştuğunda ve bunun hiçbir şeye faydası olmayacağını bildiğinde, hep susmak zorunda kalır. Hep sustuğum, hep içime ya da ekşi sözlüğe kendimi döktüğüm bir sene oldu. Galiba çok devrik cümleler kullanıyorum bu yazıda, gelişine yazıyorum düzeltmeye çalışmadan. 

Yine bu sene benim için yeni bir yolculuk başladı. Bu yolculuk nasıl ilerleyecek, zaman ne gösterecek bilmiyorum ama sevdiğim işi yapmaktan dolayı mutluyum. 

Gelecekle ilgili olumsuz konuşmayacağım, olumlu düşünmeye açık olsam da, bazen ruh halimin getirdikleri ile kafam karışabiliyor, bazen hissettiğim yalnızlık gerçekten beni boğuyor. Sonra yine toparlansam da bazen anlık da olsa iyi hissetmeyebiliyorum sanırım yorgunluktan da olabilir bu durum. Yine de yalnız olmak gerçekten zor bazen. Gerçekten zor. Tatlı bir sohbete, huzurlu bir bağa, ince düşünceye, anlamlı güzel, iyi hissettiren sözlere ihtiyaç duyuyor bazen insan, bu bir gerçek. Bu gerçeğimden hiç kaçamadım, ne kadar kaçmak istesem de. 

2023 neler getirir bilemiyorum ama ailemi götürmesin yeter ki benden. Huzurlu, sağlıklı, mutlu, kendi yollarımıza gitsek bile her daim kalpte beraber olmamızı diliyorum. Bu yıl gerçekten bazı kararlar verdim, umarım uygulayabilirim. Benim için bir dönüşüm yılı olmasını umuyorum. Kalben, ruhen, bedenen buna ihtiyacım var. Gücü hep kendimden aldığım için ve hep güçlü olmak için çabaladığım, hep güçlü görünmek için uğraştığım için pilim bitmek üzere. Tabii mücadeleyi bırakıyorum demek değil bu, yalnızca içimi döküyorum sayfalara, dökmezsem iyi hissetmeyeceğim gibi. Ben yine pozitif bakmaya, pozitif hissetmeye çalışan ve mücadeleyi istese de bırakamayan bir Esra olarak devam edeceğim yüksek olasılıkla.Sevgilerimle. Gitmeden son zamanlarda sıklıkla dinlediğim bir müziği bırakayım aşağıya. Şarkıyı dinlemekten eskittim iyice. Manidar. 



Devamını Oku »

Cuma, Aralık 23, 2022

Yan benimle

Bazı şarkılar insanın içindeki hisleri acı acı yakıyor. Hissettiğiniz, belki de daha çok hissetmek istediğiniz duyguları benliğinize yüklüyor adeta, geçici de olsa. Hani nisan ayında açan o pembe güllerin güzel koktuğunu bilirsiniz ancak o gülü koklamadıkça tam olarak nasıl bir his olduğunu anlayamazsınız? İşte bazı hisler de böyledir. O hislere kendinizi kaptırmak istersiniz ancak bu mümkün değildir, işte şarkılar size o hislerin ne kadar yakıcı olabileceğini hissettirir. Sıla'nın Yan Benimle şarkısı da böyle bir şarkı. Yanık yanık bu şarkıyı söylüyorum bazen. Hayatta imkansız o kadar çok şey var ki, en iyisi mi duyguları kızgın ateşlerle kapamak en derine, sonra toprak dökmeli üzerine. Her geçen gün daha da fazla toprak...artık ne kadar mümkün ise. 

"Kafeste sözler susuyor şimdi,
Uçurur zaman hele du'bakalım.

Gezdim seni sokak sokak, vallahi yok hesap kitap!
İçimde avaz avaz yan, yan, yan benimle..."



Devamını Oku »

Perşembe, Aralık 01, 2022

Mutlu Yıllar Annem

3 Aralık geliyor. Hem dünya engelliler günü, hem de benim güzel annemin doğum günü. Bu hayatta onun için yapamayacağım şey yok sanırım. Ona benzemeyi çok isterdim, onun güzelliğini alabilmeyi, onun bir benzeri olabilmeyi çok isterdim. Bu dünyada annesine benzeyen insanların çok şanslı olduğunu düşünüyorum görünüş olarak. Ellerime baktığımda onun ellerini görmek isterdim, kendi küçük kulaklarım yerine onun büyük kepçe kulaklarını isterdim. Çok şükür elbette halime. Bana hep küçük kulaklı diye seslenir. 💓Hayatımdan, hayatımızdan hiç gitmesin, sağlığıyla, mutluluğuyla, dobralığıyla, kendine has karakteriyle hep hayatımızda olsun umarım. Ona en sevdiği şeyi alacağım nasipse. Yüzündeki mutluluğu düşündükçe heyecandan uyuyamıyorum günlerdir desem yeridir. Tabii gerçek doğum günü 3 aralık mı bilmiyoruz ama kimin umurunda ki? İyi ki doğmuş ve iyi ki benim annem olmuş. Ayaklarını öpmekten asla bıkmayacağım annem, ellerini öpmekten asla bıkmayacağım annem, varım yoğum, her şeyim annem. Mutlu yılların olsun şimdiden. 

Devamını Oku »

Pazartesi, Kasım 14, 2022

Dokunmak yeterli değil

Sevgi nasıl olmalı? Hiç sönmeyen bir ateş hayal ediyorum. Yakan, yok eden, insanın ruhunu kavuran bir ateş. Dokunmak yeterli değil yalnızca, dokunmanın ötesinde, çok ötesinde bir his. Öyle bir sevişme olmalı ki, yok olmalı taraflar kavuran ateşle, eriyen bedenler iç içe geçmeli, gözler kapanmalı hissederek. Kalpten gelen, yok eden hislerle, ahenkle dans etmeli bedenler, geri planda hep bir müzik duyulmalı...kokun tenimde!

Kokun burnumda, kokun ellerimde, kokun zihnimde...süregelen bir yokoluşa sürüklenirken, tenimde alevler yaratıyor kokun. Sevgi nasıl olmalı? Her gözler kapandığında sığındığın, her sıkı sıkı sarıldığında tene değen o sıcaklığın, sanki dahası mümkün olsa mümkün kılmak için çırpındığın gibi olmalı... Ruhların bütünleştiği, kızgın bakarken bile içten içe sarılmak istediğin, kelimeler ok gibi vurup geçerken saklanmak istediğin, dönüp gitmek istediğinde her defasında, geri döndüğün ve sonunu göremesen bile, isteyerek yenildiğin... 

İçinden bağırıp dışından sustuğun...dokunuşların, her dokunuşun bir ömür izler bıraktığı tenlerin ateşi. Öyle bir sevişme olmalı ki, her izin her öpücüğün bir anlamı olmalı ve bir rengi... bir renk cümbüşü kalbinde, ruhunda, teninde ve bedeninde bütünleşmeli...gözlerini kapattığında kucakladığın sen olmalısın, senden öte, senin ötende ama içinde en çok da... Ruhunu ortadan ikiye ayıran bir ateşin üzerine uzanmalısın bütün varlığın ile. Bütün varlığın ve saflığın ile, tıpkı bir hediye gibi sunarak...bembeyaz rengine renkleri katmasını bekleyerek...severek, en çok severek. 


Devamını Oku »

Cuma, Kasım 11, 2022

Keşke demek istiyorum

Keşke kelimesini kullanmayı pek sevmem aslında. Hayırlısı olan bir durumu kötülemek gibi gelir bana o durumun hayırlı olup olmadığını bilmesek de, bu böyledir, o yüzden keşke demeyin derler büyüklerimiz. Ama keşke demek pişmanlıktır biliyorum bunu. Bazen keşke demek istediğim anlar da olabiliyor haliyle, işte o zaman kafamı susturamıyorum, kalbimi de, keşke diyorum... 

Keşke o kararı vermeseydim, keşke düşünseydim enine boyuna, görebilseydim bugün olacak olan şeyleri diyorum bazen. Bu o kadar yıpratıcı bir his ki. Memnuniyetsizlikle kaplı bedenim. Kafamın içi bir Çin sokağı gibi kalabalık, gürültü akıyor öylece. Detaylar beni yoruyor, beklenti de öyle. Oysa umursamaz insanları görüyorum, düşünmeden yaşayan insanları...nasıl da özgürler kendilerinden. Nasıl da hissizler. 

Bazen öyle bir noktaya geliyorum ki, dolu dolu keşke demek geliyor içimden. Eğer bir gün dersem ne olur bilmiyorum. Keşke dersem, keşke böyle olmasaydı dersem, keşke hiç olmasaydı dersem, keşke geçmişe dönüp her şeyi daha farklı yapabilseydim dersem...ne olur bilmiyorum. Sadece şunu biliyorum, asla ama asla hiçbir şey yeterli gelmeyecek, hiçbir şey dört dörtlük olmayacak, hiçbir zaman doğru kararı vermiş olmayacağım, hiçbir zaman, hiçbir zaman, hiçbir zaman... 


Devamını Oku »