1998-2003 yılları arasında, 6 sezon boyunca izleyicilerinin sıkı takipçisini kazanan Amerikan dizisi Dawson's Creek, gerçekten de döneminin en popüler dizilerinden birisiydi. Gerek arkadaşlıkların, gerek aşkların sorgulandığı gençlik dizisini belki de izlemeyeniniz yoktur. Türkiye'de Kavak Yelleri'ni andıran bu dizinin başrol oyuncularının şu an ki hallerini merak ediyor olabilirsiniz diye bu yazıyı hazırlamak istedik. Yılların ne kadar hızlı aktığını oyuncuların fotoğraflarına bakarak anlayabilirsiniz.
Bildiğimiz o masalsı hikayenin aktarıldığı, 1996 yapımı, harika bir çizgi diziden bahsetmek istiyorum sizlere. Öz annesini küçük yaştayken kaybeden Sinderella, babasının uzun bir iş yolculuğuna çıkmasıyla, koca evde üvey annesi ve üvey kız kardeşleriyle yalnız kalır. Ancak üvey annesi ondan hiç hoşlanmamaktadır ve evdeki kuralları değiştirir. Sinderella onlara hizmetçilik yapar, bu uğurda onun ne durumda olduğunu hayvan dostlarından başka kimse umursamaz.
Köpeği, kuşu ve fare dostlarıyla birlikte kendi yaşamını idame ettirmeye çalışır. Ne yaparsa yapsın üvey annesi ve kız kardeşleri onu görmezden gelerek eziyet ederler.
Hayvan dostlarıyla iletişimde olabilmesi onun için harika olan tek şeydir ve bunu, onu gizli gizli izleyen peri Paulette sayesinde olmaktadır. Sinderella zamanla kendisine Charles adında bir arkadaş bulur. Charles sürekli hırsızlık yapan, serseri bir yakışıklıdır. Sinderella ona bu yaptığının yanlış olduğunu anlatır ancak bilmediği bir şey vardır. Charles aslında halkın arasında başka bir kimlikle gezen, gerçekte ülkenin prensi olan bir adamdır.
Acımasızlığı, dostluğu, arkadaşlığı ve aşkı anlatan bu keyifli çizgi diziyi izlemenizi tavsiye ediyoruz. Harika bir yapım! Keyifli seyirler.
Youtube üzerindeki Türkçe dublajlı oynatma listesine buradan ulaşabilirsiniz.
Fox'un güzel dizileri var ama bence en iyisi Sana Bir Sır Vereceğim idi. Hem bildiğimiz aşk dizilerinden farklı bir kurgusu vardı, hem de biraz bilim kurgu barındırıyordu.
Demet Özdemir ve Ekin Koç ikilisinin diziye damgasını vurduğu, izlemesi keyifli bir diziydi.
İzleyenler mutlaka hatırlayacaklardır.
Dizi birbirinden farklı beş özel çocuğun hikayesini konu alıyor. Çocuklardan birisi düşünceleri okuyabiliyor, birisi nesneleri hareket ettirebiliyor, birisi görünmez olabiliyor, birisi vücudunda elektrik taşıyor birisi de herhangi birisinin kopyası haline gelebiliyor.
Bildiğimiz dizilerden tamamen farklı bu dizi. Aman ne saçma şey öyle diye düşünebilirsiniz ama bence ilk bölümü izledikten sonra izlemeye devam edeceksiniz.
Bu beş ayrı çocuk bir araya gelip bir aileye dönüşüyor. Hep birlikte onları ele geçirmeye çalışan kötü adamlara karşı mücadele ediyorlar. Dizi fazla uzun sürmedi ama her bölüm çok güzeldi diyebilirim. Özellikle Aylin ve Tilki'nin aşkı...
Dizinin tanıtım yazısını da ekliyorum:
Eğlenceli, sıcak ve fantastik bir aile dizisi! Esrarengiz bir şekilde kızını kaybetmiş ve onu arayan bir anne... Oğluna hem annelik hem babalık yapmaya çalışırken, sahip olduğu özel gücün peşindeki kötülere karşı oğlunu korumaya çalışan bir baba... Zihin okuyan, düşünce gücüyle nesneleri hareket ettiren çocuklar ya da sokakta başı belaya girdiğinde kendini görünmez yaparak hayatta kalma savaşı vermiş genç bir delikanlı... Ürettiği elektirikten dolayı sevdiği insana bile dokunamayan güzel genç bir kız...
Yıllar önce severek izlediğim ancak çok uzun ömürlü olmayan bir dizi. Sanırım 18 bölüm sürmüştü ama neyse ki mutlu sondu.
Başrolleri Deniz Uğur ile Haluk Piyes paylaşmıştı. Resimlerden de görüldüğü üzere birbirine çok yakışan bir çift.
Dizinin konusu da güzel.
Ceylan (Deniz Uğur), tek çocuğuna bakmaya çalışan bir annedir. Ailesinden, boşandığı kocasından pek yardım göremediği için bir otelde temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır.
Kerem( Haluk Piyes) ise zengin bir genç adamıdır. Sevgilisiyle tartışıp ondan ayrıldıktan sonra Ceylan'ın oteline gelir ve orada kalmaya başlar.
Yolları bir şekilde kesişen bu çiftin aşklarını izlemek çok güzeldi. Ceylan'ı zengin bir kadın zanneden Kerem ve bu yalanı sürdürürken biraz da olsa hayatında romantik bir masal yaşamak isteyen Ceylan'ın hikayesini eminim sizler de büyük bir keyifle izleyeceksiniz. Müzikleri de ayrıca güzel.
Jeneriği sizlerle paylaşacağım.Show TV'nin o dönemlerde başarılı birçok dizisi vardı. Sevda Çiçeği de bunlardan birisiydi. Çalışmalar çok güzel olmasına rağmen ne yazık ki çoğu uzun sürmedi. Sahte Prenses de o dizilerden. 18 Bölüm sürmüş ama çok güzel bir hikaye sunmuş izleyicilere. Özellikle Deniz Uğur ve Haluk Piyes birbirine çok yakışmış.
Bölümler de ancak bir saat sürüyor. Youtube da bütün bölümler mevcut. Çok vaktinizi alacağını düşünmüyorum. Kesinlikle izlemeniz gereken, romantik, tatlı bir dizi.
Sahte Prenses'i izlemiş olanlar, bana sonuna kadar katılacaklardır.
Dizinin jenerik müziği ise şöyle;
Yine tarihin arşivlerinde yerini almış güzel bir diziden bahsetmek istiyorum sizlere. 2004 yılında yayın hayatına giren ve senaryosunu Özcan Deniz'in yazdığı aynı zamanda Baran rolünü canlandırdığı muhteşem bir dizi. Başrolde ona Naz Elmas eşlik ediyor.
Diziye dair tek bir şey hatırlamasanız bile müziklerini unutmak imkansız. Gökhan Kırdar'ın bu dizi için hazırladığı jenerikler inanılmazdı. Hala ara sıra açar dinlerim. Gökhan Kırdar gerçekten önemli müzik bestecilerinden birisi. Kurtlar Vadisi için de harika müzikler bestelemişti. Şimdilerde neden gündemde yok, hiç anlamıyorum.
Diziye dönecek olursak eğer, Naz Elmas'ın canlandırdığı hikayenin esas kızı Havin oldukça acı dolu bir hayat geçirmiştir. Babası annesini öldürmüştür ve genç kız bütün bunlardan sıyrılmak kendi ayaklarının üzerinde durmak için okumaya ve para kazanmaya kararlıdır.
Havin aynı zamanda oldukça güzel de bir kızdır ve arkadaşları onu bu güzelliğinden yararlanması, aynı zamanda eğitim masraflarını karşılamak için eskortluk yapmaya teşvik eder. Havin bunu kabul etmek istemez ama sonra eskortluk yaptığı kişiyle birlikte olmayacağını söyleyerek sadece kişinin gittiği partilere yanında eşlik etmek için işi kabul ettiğine dair şart koşar.
Bir gün bir adamın doğum gününe doğum günü hediyesi olarak götürülür ancak Havin bu fikirden vazgeçer. Ancak onu dinlemezler ve doğum günü olan kişinin odasına kilitlerler. O kişi de tabiki Baran Haznedaroğlu'dur.
Doğum gününde kendisine hediye olarak getirilen kadından çok etkilenir. O gece aralarında bir şey geçmez ama Baran, Havin'den de vazgeçmez.
Bu süreçten sonra onların aşklarını ve aşkları için verdiği mücadeleyi izleyeceksiniz.
Benim severek izlediğim bir diziydi. 2006 yılında yayın hayatı bitti. Özcan Deniz'in en ses getiren iki dizisinden birisiydi, diğeri de Asmalı Konak biliyorsunuz.
Umarım siz de izlersiniz. Bölümler sanırım Kanal D sitesinde mevcut.
Bir klip paylaşacağım sizlere.. Gökhan Kırdar'ın bu dizi için bestelemiş olduğu harika müzik ile beraber hazırlanmış bir klip. Müzik harika!
Dün sizlerle dizinin müziğini paylaştıktan sonra neden diziyi tavsiye ettiğim bir yazı yazmayayım ki dedim.
Sevda Çiçeği benim severek izlediğim, oldukça eski bir dizi. Gökhan Özen'e karşı bir hayranlık da duyduğum için dizinin mutlu bir takipçisiydim.
Dizi 2006 yılında yayın hayatına girdi ancak çok sürmeden de bitti. 24 bölümlük bir serüven hayatı oldu, apar topar mantıklı bir sonu olmadan da ekranlardan ayrıldı. O dönemde neden böyle bir şey oldu pek hatırlamıyorum ama yine de izlemekten keyif aldığım ve kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşündüğüm bir dizi.
Şu anki dizilerin profesyonelliğine sahip olmasa da eminim seversiniz.
Dizide şarkı söylemeyi seven, ve bu alan üzerinde çalışma yapmak isteyen Selim(Gökhan Özen) ile, bir mahalle kızı olan Leyla(Yasemin Hadivent) arasındaki ilişkiyi anlatılıyor.
Selim'in babası ise onun bir şarkıcı olmasını istemiyor, Selim'i adam edecek onu para delisi sevgilisinden ayıracak bir plan yapıyor. Tesadüfen Leyla ile karşılaşıyor ve Leyla'nın deyim yerindeyse erkek fatma tavırları çok hoşuna gidiyor ve ona bir teklif götürüyor.
Selim'in çocukluk arkadaşı olarak onun hayatına girecek ve onu kendine aşık edecek.. sonra onu terk edip karşılığında ise yüklü bir miktar parayla hayatlarından çıkıp gidecek. Leyla'nın paraya ihtiyacı olduğundan istemeden de olsa bunu kabul ediyor ve Selim'in babası Leyla'nın okumuş, hanım hanımcık bir kız olması için onu kapsamlı bir bakım altına sokuyor. Konuşmasından yürüyüşüne kadar her şeyiyle ilgileniliyor.
Mahalle jargonu ile konuşan Leyla, özel bir bakımdan sonra kibar, hanımefendi birisine dönüşüyor.
Ve beklenildiği gibi Selim'in karşısına çıkıyor. Hikaye çok eğlenceliydi. O zamanki heyecanımı hatırladıkça gülümsüyorum. Selim ve Leyla birbirlerine aşık oluyorlar. Leyla onu kendisine aşık edip kaçacağını sanıyor ama asıl aşık olan kendisi olunca bocalıyor.
Klasik bir hikaye gibi ama.. oyuncular ve uyum çok iyi olduğundan sevilecek bir dizi. Aynı zamanda Gökhan Özen'i seviyorsanız dizide ona ait birçok parçayı ilk ağızdan dinleyebilirsiniz. Çoğu müziği bu dizi sayesinde ünlü olmuştur. Youtube üzerinde dizinin bütün bölümleri paylaşılmış sanırım, oradan izleyebilirsiniz. Vaktim olduğunda ben de tekrardan bir göz atacağım.
Sizlerle birkaç klip paylaşıyorum. Umarım seversiniz. (: Dizide sürekli seslendirdiği iki müzikten yapılmış klipler. İki müzik de çok güzel! Özellikle 'Dayanamam' ... Eskiden ne çok söylerdim...
