Sayfalar

Salı, Haziran 14, 2022

Sevgili annem! Annem...

Annemin fotoğraflarına bakarken gülümsemeden edemiyorum. Çünkü o her fotoğrafta gülümseyen birisi. Yüzündeki masumluk, o tatlı haller, canım canım diyerek ekrana bakmama neden oluyor. Onu tanısanız çok seversiniz... çünkü o çok sevilebilecek, insanın canını verebileceği bir kadın.

Çiçekleri, renkleri, canlılığı çok seviyor. Kendisi en güzel çiçek haberi yok! Hatta ona göre biraz renksiz bir insan olduğum için bana da kızıyor. 😍

Özellikle yeni fotoğraf çekilmiş ise, o fotoğraf kimin telefonunda olursa olsun kendi telefonuma da alıyorum. Bakıyorum, seviyorum, öpüyorum bazen. Sonra içime derin, acı verici bir düşünce saplanıyor. Ya bir gün ölürse ve ben onun fotoğraflarına böyle bakarsam? Her baktığımda ise o kahkahasını, o gülen gözlerini göremediğim için kahrolursam? Şu an bu satırları yazmak bile gözlerimin dolmasına neden oluyor. Sevginin acı veren, insanı mahveden yanı bu işte. Onları bir gün kaybedebileceğini bilmek, bunun farkında olmak... çok acı veriyor. 

Tabii bu acıya saplanıp kalmamayı tercih ediyorum, yoksa zamanı durdurmaya çalışmak gibi çılgınca çaba vermeyen uğraşlar içine girmekten, kafayı bir yerde sıyırmaktan, odağımı kaybetmekten, en önemlisi de inancımı kötüye düşürmekten korkuyorum. Çok düşünmek bana iyi gelmiyor. Çok sevmek de bana iyi gelmiyor. Ama bu hayatta çok seven, gerçekten seven bir insanım işte. Ne oldu? madalyam mı var? Hayır. İnsanın canını mutlu ettiği kadar yakmaktan başka bir halta yaramıyor. 
Bütün sevdiklerimize sağlıklı, huzurlu, mutlu uzun ama çok uzun ömürler diliyorum. Seni seviyorum annem! Anne kelimesinin bendeki karşılığısın sen. İçim gidiyor anne derken... annem! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder