Sayfalar

Cuma, Mayıs 06, 2022

Ne gündü bu böyle! Kalbimi bıraktım da geldim.

Bugün beni çok etkileyen bir durumdan bahsetmek istiyorum. Yoğun geçen bir gündü fakat güzel değildi diyemem asla. İlk önce erkenden hastaneye giderek başladı gün. Biraz karışık bir mevzu o yüzden pek bahsetmeyeceğim fakat sonrasında biraz kafa dinleme fırsatı yakaladım. 
Uzun zamandır denizi izlemiyordum, bir süre denizi izleyerek düşündüm düşündüm düşündüm. Bazen insanlar için, bu kişi benim karşıma neden çıktı acaba diye düşünürsünüz. Neden ben bu kişiyi tanıyorum? Bu neden olmak zorundaydı? Tanımasam da olurdu gibi gibi düşünceler. Tuhaf elbette fakat mutlaka bir sebebi vardır, bilirsiniz. Neyse. 

Hava epey güzeldi bugün. Tatlı mı tatlı bir meltem vardı. İyi geldi diyebilirim kısaca. Sonra birçok işimi hallettim ancak bu yazıyı yazma sebebime hemen gelmek isterim. Mersin'in taş kaldırımlarında yürürken, "Bir şey diyebilir miyim?" diyen kibar bir sese dikkat kesildim. Akülü sandalyesinde bir adam, kucağında gazete topuyla birlikte, "Engellilere yardım için gazete almak ister misiniz?" diye sorunca, kalakaldım. Hareket edemedim. Orada öylece durdum. Bir an, onun yerinde ben de olabilirdim diye düşündüm, onun eli ayağı olmak istedim. Hep derim, engelli dediğimiz insanlar o kadar mütevazı, o kadar kibarlar ki! Bu adam da çok kibardı. Birkaç saniye boyunca gülümseyerek bekledim ve hemen yanına gidip gazete aldım. Fiyatını sorduğumda, "Gönlünden ne geçiyorsa." dedi ve ben bir kez daha kalakaldım. Ah gönlümden geçenleri bir bilebilsen! dememek için zor tuttum kendimi. 

Kalbimi hem hüzünlendiren, hem parçalayan, hem de mutlu eden bir anı oldu benim için. Ağlayasım geldi ancak tuttum kendimi. Onlar için çok güzel şeyler yapmayı diliyorum bu hayatta. Çok güzel şeyler başarabilmeyi diliyorum! Umarım Allah bana bunu yapabilecek sağlığı, gücü, kuvveti, motivasyonu hep verir ve ben de durmadan hep çabalarım. Umarım! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder