Sayfalar

Perşembe, Mayıs 26, 2022

İyi ki doğdun canımın içi!

26 Mayıs geldiği zaman hüzünlenmeden edemiyorum. İnsan sevdiklerinin saçlarında en ufak bir beyaz tel görmek istemiyor ama yine de görüyorsun. Bugün sevgili babamın doğum günü. O benim canım! Saçları ilk kez beyazlamaya başladığında, ilk kez saçlarında beyazlar fark ettiğimizde oturup ağlamıştım. Şu an bu cümleleri yazarken bile gözlerim doluyor tabii. 

Aslında üzüldüğüm nokta onun yaşlanıyor oluşundan çok, bu yaşa gelene kadar yaşadığı şeyler. Bazen oturup anlatmaya başladığı zaman kalbimin sıkıştığını hissediyorum, güçlükle dinliyorum. Yaşadığı bazı şeylere elbette ben de şahit oldum. Bizim kolay bir hayatımız olmadı asla. Bir gün bu konu hakkında uzun uzun yazmak istiyorum sırf içimi dökebilmek için. Bugün kıymet veriyormuş gibi görünen birçok insan, eskiden insanın yüzüne bakmıyordu. Kimi zaman evimizde suyumuz akmazdı, babamla birlikte camiiye gidip şişelere su doldurup eve taşıdığımız günleri üzülerek, canım sıkılarak hatırlıyorum. 

Para kazanabilmek için, paramız olsun diye özellikle yağmur yağdıktan sonra ortaya çıkan kabuklu salyangozları tarlalarda babamla gezerek topladığımız günleri hatırlıyorum. Sonra onları satmaya götürdüğümde avuçlarıma bırakılan birkaç kuruş demir parayı geri getirip anneme babama verdiğim zamanları hatırlıyorum. İnsan üzülüyor bunları hatırladıkça. Daha doğrusu unutamadıkça. 

Hasta olduğu zaman parasızlıktan hastaneye gidemediği günleri, parası sigortalı bir işi olsa bile hastaneye gittiğinde sırf maden tozu içindeki hali, kirli elbisesi yüzünden, "Senin paran buraya yetmez." diye dalga geçen doktorları hatırlıyorum. Şimdi paran olsa da, olmasa da hastanelerden çıkmıyoruz, ilgi alaka üst düzey! Bu yüzden nankörlük yapan insanları asla affedemem, yapamam! Bugün geldiğimiz noktaya laf eden insanlara asla 'normal' gözüyle bakamam! Üzerin kirli olsa da olmasa da, ayakların maden tozundan görünüyor olsa da olmasa da, sana bakıyorlar. Seninle ilgileniyorlar! 

Hayat üzücü ne yazık ki. Bazen bu yüzden de ayrı üzülüyorum. Hayatın en güzel zamanlarını, en iyi zamanlarını babamın ve annemin yaşamasını isterdim. Gençliklerini, çocukluklarını dinledikçe kahroluyorum. Bu hayatta en güzel şeyleri onlar hak ediyor. Kalplerindeki merhamet beni mahvediyor çoğu zaman. Asla yeterli bir evlat olamayacağımdan endişe ediyorum bazen. Sanki ne yapsam yeterli gelmiyor. İyi olmaları için çabalıyorum, hem de çok çabalıyorum, kendimi unutuyorum bazen bu uğurda. Bazen giden o bütün o yılları geri getirmek istiyorum ama daha güzel haliyle! 

Mutlu yaşların olsun sevgili babam. Mutlu, huzurlu, sağlıklı yaşların olsun. Hayat hep yüzüne gülsün. Ben pek sarılabilen, öpen bir insan değilim ama kalbimle sımsıkı hem de çok sıkı sarılıyorum sana. İyi ki varsın. Eğer benden önce hayata gözlerini yumarsan, senin verdiğin değerleri son nefesime kadar yaşatmaya devam edeceğim, sana bunun sözünü veriyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder