Hayatım boyunca iyi bir insan olabilmek için çabaladım. Kimseye kasten bir kötülük yapmadım ya da incitici laflar etmedim. Benim kavgalarım bile hep ölçülü olmuştur. Kavga ettiğimi de pek hatırlamam ama neyse.
Biraz inançtan bahsetmek istiyorum. İnanç konusu çok derin bir konu ben çok derinlemesine girmeyeceğim ama bazı durumlardan da bahsetmeden edemem. İnsanların bazılarında, Müslüman olmak için yeterli tek şeyin namaz kılmak ve oruç tutmak düşüncesine sahip olduklarını görüyorum. Hele bazı kişiler var ki 'hocalık' yapmakta üstlerine yok. Fakat baktığınız zaman kendi kanından olan engelli kardeşlerinin nasıl yaşadığından, ne yediğinden ne içtiğinden habersiz. Anne ve babanın, ondan önce Allah'ın bir emaneti olan o engelli kardeşin hayatı nasıl yaşadığından habersiz.
Yetime söven, hakkı olmadığı halde hak yiyen, ağzından asla güzel söz çıkmayan, kıymet bilmeyen daha birçok şey sayabileceğim bu insanları dinlerken adeta kendinizi paralarsınız. Geri dönüp baktıklarında namaz kıldıkları, oruç tuttukları için fetva vermeyi kendilerinde hak olarak görürler. Yaklaşık 50 sene sonra namaza başlamış olan bir adam, eşinin hastalığıyla kolaylıkla dalga geçer.
İnancı yanlış anladığınızı düşünmüyor musunuz gerçekten de?
Namaz kılmak ya da oruç tutmak sizi teknik olarak Müslüman yapabilir ya da inançlı birisi yapabilir. Ama bunlardan önce de çok önemli olan bazı şeyler vardır: insan olabilmek gibi! Eğer insan değilsen, eğer kalbinde merhamet yoksa, eğer kıymet bilmiyorsan, eğer inancın getirdiği o maneviyatı üzerinde taşıyıp buna göre hareket etmiyorsan, namaz kılmanın ya da oruç tutmanın bana göre pek bir anlamı yoktur.
Namaz kılmayan ancak yüreğinde merhamet seli taşıyan birçok insan var. Bu kişiler benim gözümde daha inançlıdır çünkü kalplerinde Allah inancı ve korkusu vardır. Namaz kılıp kılmamaları kendilerini ilgilendirir beni değil. Namaz Allah'a teşekkürdür, onu gün telaşının içinde oturup anmaktır, unutmamaktır, verdikleri için şükretmektir, onunla konuşmaktır. Bir insan hem bunu yapıp hem de acımasız bir insan olmaya devam ediyorsa, ona asla insan demem. O yalnızca acınası bir mahlukattır.
Ben namaz kıldığım için merhametli değilim, benim merhametimin, insanlığımın namazla alakası yoktur. Ben namaz kılıyorum diye kimseye sen de kılmalısın demem. Ben inanıyorum diye kimseyi de inanmaya zorlamam. İnsanlar bana dönüp sen ne kadar mükemmelsin ki, bizi uyarıyorsun diyebilir. Kimsenin vebalini almak istemem. Velhasıl kelam, her namaz kılanı hoca sanmamak gerekir. Kalbinde merhamet iyilik olmalı. Alnı o secdeye temiz değmeli. Ben acımasız bir insan değilim, insanım sadece. Rabbim kabul ederse. Böyle insanları dinlerken oluk oluk beynimden sinirlerin aktığını hissederim. Ah bir ağzımı açsam neler söylemek isterim ama bakarım ki o yaşına kadar hiçbir yol kat edememiş birine, ben o yaştan sonra söylesem ne fayda?
İşte bu yüzden iyi insanlar olmalı bu hayatta. Namaz kıldığı için inançlı değil, kalbinde merhamet olduğu için inançlı olan insanlar olmalı. Namaz kılmak, oruç tutmak, Kur'an okumak kişinin kendisinin bileceği bir şeydir. Ona kimse karışamaz ama yüreğinde merhamet olmayan, hayattaki manevi sorumluluklarını (engelli kardeşini ziyaret edip onunla vakit geçirmek gibi) görmezden gelen, buna rağmen bana dinden vaazlar veren o insanları çok da ciddiye alamıyorum kusura bakılmasın. Teknik olarak o an, orada kusabilsem, bu vaziyete kusardım. Onu da yapamıyorum, susuyorum en iyisi. Susalım.... hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder