Sayfalar

Pazar, Eylül 13, 2020

Yeni Yaş ve Yeni Bir Eylül

 "Koş koş koş nereye kadar? Bu dünyanın bir sonu var!"

Bugünlerde dilimden düşmeyen bir müzik oldu bu. Oldukça da başarılı ve anlamlı bir müzik olduğundan belki. 

Yine bir Eylül geldi. Bu sefer her zamankinden farklı bir etki bırakarak geldi hem de. Biraz karıştırdı, ayağının tozuyla dağıttı bir şeyleri. Her sene yeni bir yaş alırken garip hüzünler içinde olurum. Bunun nedenini hiçbir zaman anlayamadım çünkü insanlar yeni bir yaşı partilerle, pastalarla, haftalar önce yapılan planlarla kutlarken ben yalnızca o günün çabucak gelip geçmesini dilerken buluyorum kendimi. Bugün 13 Eylül Pazar. Uğursuz olduğuna inanılan bir günde doğmuşum ama kim buna inanır ki? Sayının pek bir önemi yok. Geçip gitmesini umduğum bir gün yalnızca. 

Her sene hemen hemen her şeyi sorguladığım bir doğum günü geçiriyorum ancak bu sene, kafamı o kadar da meşgul etmemeye özen gösteriyorum. Her şeyi kafasına fazlaca takan, bunu belli etmese de her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen bir insanım. Dolayısıyla bir şeyleri düşünmemek için kendimi zorlamak, zorlayıcı ve yorucu. Ancak bu sene, asıl düşünmem ve dikkat etmem gereken şeyin sağlık olduğunu fark ettim. 

Eğer sağlığınız iyi değilse, ne aşk hayatınızın, ne kariyer hayatınızın ne de sizi tamamlayan şeylerin bir anlamı yok. Hayatta her şeyden önce sağlığın iyi olması gerek. Yoksa yaşadığınız hayatın tadını çıkaramayacaksınız belki de. 

Asıl anlamlı olan şeyleri de anlamayacaksınız. Sağlığınız iyi değilse birçok şey belki de size anlamsız gelecek. Doğru kararlar alamayacaksınız ve verdiğiniz kararlardan da pişman duyacaksınız.

Bu sene bazı şeyleri boşvermekle başlıyorum yeni bir yaşa. Bunu yapmak benim için zorlayıcı olacak, en nihayetinde kendimi tanıyorum...fakat bunu yapabileceğimi de biliyorum. Bazı noktalar insanın asla geçemeyeceği, yıkamayacağı, görmezden gelemeyeceği kadar duvarlarla dolu. Bazen bu kadar zor bir insan olmasaydım diye düşünüyorum. Bu kadar seçici, bu kadar takıntılı, bu kadar çok düşünen, bu kadar çok anlamsız detayların içinde kaybolan... Çünkü görüyorum...bunu yapmayan insanlar oldukça mutlu. 

Detayların, seçiciliklerin, takıntıların onlar için bir anlamı yok. Her şeyi, öyle kolayca zamana, akışa bırakabiliyorlar... Oysa ben henüz başlamayan birçok şeyin sonunu getiriyorum. Düşüne düşüne yok ediyorum onları. Hiç var olmamış gibi bir hava katıyorum. Sonra buna üzülüyorum da üstelik. Ne kadar anlamsız oysa. Fakat bu hayatta sert bir duruş sergilemek gerekiyor, bu yüzden duygusal boşlukları çok daha sertleriyle doldurmak lazım. Yalnızlık kuru bir gürültü belki de ve belki de en değerli şey. Yalnızca bu kadar duygusal olmamayı diliyorum bazen. Onun da zamanı var gibi(?)

Bütün bunların hiç anlamı yokmuş gibi geliyor bazen. Özellikle sağlığınız için uğraş verirken... Yeni bir yaşın, yeni bir sayının ne önemi var? Yaşlanmak hevesle beklediğim bir durum değil, tabii, insan hep genç de kalacak değil. Ancak bu hayatta kalplerine çıplak elle dokunmak istediklerim var... bu durum için de sağlıklı olmak gerekiyor. Umutsuz değilim...inanca sahip olan umuttan asla vazgeçmez. Yalnızca bazen bazı insanlar bazı şeyleri yaşamadan ölürler. Bende de öyle olacak, biliyorum. 

Eylül bütün hüznü ile çıkıp geldiğinde her sene olduğu gibi, eğer bir kızım olursa adını Eylül koymalıyım diye düşünürüm. Gerçekleşmesi biraz güç bir hayal fakat bunun için de planlarım var.

 Bu ayın bende garip bir anlamı var. Belki getirdiği mevsimi sevdiğimden, belki de hayattaki hüznü çok güzel taşıdığından, belki de sararan yapraklardan dolayı.. bilemiyorum, hoş bir aurası var. Eylül;temizliğin, inancın, hasatların, detayın ve biraz da hüznün ayıdır. Benziyoruz biraz. Fakat yeni bir yaşı bana getirdiği her 13'ünde durgunlaşıyoruz. Sebebe gerek yok, bu benim karakterimde var. 

Bu yeni yaşı alırken birçok şeyi geride bırakıyor olmak sarsıcı biraz. Hayat, gerçeklerle yoğurulmuşken pembe hayallere gerek duymuyor. Bir dizide çok hoşuma giden bir replik dikkatimi çekmişti. Bana da çok uygun gibi geldi: 

"Kişinin kendini tanıyamadığı nokta kör noktaymış. Ben kendimi tanıyamadığım noktadayım bugünlerde bir yerde."  Pembe hayaller bu cümlenin kilit noktasında bir yerde... 

Garip de biraz, bilemedim. 

Dilerim herkes her yeni yaşını sevdikleriyle geçirir. Sağlıklı ve mutlu bir ömür sürer ve her zaman da mütevazi, iyiliğin değerini bilen bir insan olarak son nefesini verir. Bir ömürü 'ben iyi bir insan oldum, sadece kendim için değil başkaları için de faydalı bir insan oldum' diyerek, gönül rahatlığı ile değerlendirmek...büyük bir kazanç. 

İnsan daha başka ne ister ki? 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder