Sayfalar

Cuma, Eylül 08, 2023

İlginç şeyler işte

Doğum günüm yaklaşırken, yine ilginç şeyler düşünmeye başladım. Geçen gün, bir arkadaşım odasını baştan aşağıya düzenlediğini söylemiş ve odasının bir görüntüsünü bana atmıştı. Odasında o kadar çok eşya vardı ki, ister istemez kendimle kıyasladım. 
Hayatın dinamikleri bana hep tuhaf gelmiştir. Bu kadar göreceliği anlamaya çalışmak yorucu çoğu zaman ama yine de ilgimi çekiyor işte. 

Arkadaşıma da, "Benim bu kadar eşyam yok, biliyor musun?" dedim. "Bunu şimdi fark ettim." diye ekledim. Gerçekten de öyleydi. Kendi kendime düşündüm: nedeni ne olabilir? Bu, beynimin ben farkında olmadan yaşamıma uyguladığı bir müdahale miydi, yoksa bu benim tercihim miydi? Bilmiyorum.

Ancak şunu düşündüm... Yarın bir gün ölürsem, varlığımı silmeleri zor olmayacak gibi. Eşyalarımı kolaylıkla paylaşabilecekler çünkü birkaç parça kıyafet, hatırı sayılır sayıda kitaplarım var -zaten çoğunu bağışladım- sadece o kadar. Ne kadar az. Daha fazla ne olabilirdi, bilmiyorum, çok da umurumda değil aslında fakat ölüm kurcaladı aklımı biraz. Ölürsem, geriye benden pek bir şey kalmayacak gibi geldi. Baktıklarında, "Sanki hiç yokmuş gibi yaşamış." diyecekler belki de arkamdan. Sanki hiç varolmamış gibi yaşamış, diyecekler. Kız kardeşlerim, benim sevdikleri eşyalarımı aralarında paylaşacak muhtemelen. Belki de kavga bile edecekler bunun için, bilemem. Çok fazla parfüm, makyaj vb. malzemem yok, neredeyse bir elin parmaklarını geçmez, ama onları da paylaşacaklar eminim. Ayakkabılarım da çok yoktur, bir iki tane belki ama onlar da kıymetli olacak. Dilerim birbirlerini incitmeden yaparlar bunu. Yoksa üzülürüm. Umarım aynı özeni kitaplarım için de gösterirler, onlara da kıymet verirler umarım...

Günün sonunda eşyalarımı dağıtmaları zor olmayacak, çok kolay halledilecek bu iş. Hani öyle olur ya... ölenin eşyaları kaldırılır, ihtiyacı olanlara verilir, sanki o hiç varolmamış gibi bütün yaşam izleri silinir. Geriye fotoğraflar kalır, anılar kalır, evin içerisindeki zamanla silikleşen varlığı kalır. Muhtemelen ben de öyle olacağım. Ne kadar az yer kaplıyormuşum meğer hayatta, evde... bana ait ne kadar az şey var. Bununla yüzleşmek garip... 
Galiba çok yoruldum. Epey yoruldum. Hayırlısı her şeyin. 

Devamını Oku »

Perşembe, Temmuz 13, 2023

Hep yalnızlık var sonunda, yalnızlık ömür boyu

Geçtiğimiz günlerde MFÖ'nün değerli bir üyesini, Özkan Uğur'u kaybettik. Neden bilmiyorum, MFÖ müzikleri hep içimde yara açar sanki, ya da zaten var olan yaralara dokunur, o yüzden çok fazla dinlemem, belki bir iki kez yalnızca. Fakat şu sıralar dozunu düşünmeden, MFÖ dinlemeye başladım yeniden. 

Nasıl bir insanım, neden böyle bir insanım bilmiyorum. Bazen o kadar yoruluyorum ki kendimden. Nasıl da iyi olurdu umursamaz olmak, umursamamak her şeyi. Her şeyi düşünerek üzülmemek. Geçip gitti demek nasıl da iyi olurdu. Unutmak bazı şeyleri, ne iyi olurdu. Geçmişi değiştirmeyi çok isterdim mesela. Bugün olmaması için bazı şeylerin, bugün yok edemediğim birçok şeyin, geçmişte olmaması için, geçmişi değiştirmeyi öyle çok isterdim ki. Geçmişten bugüne gelmemesi için. Böyle bir kadın olmak zor. Çivisi çıkmış dünyada, hassas duygulara sahip olmak, masumca düşüncelere sahip olmak...zor. Cam gibi kırılmaya müsait hemen. Bir seçim mi yapmalıyım ben? Ne seçmeliyim? Böyle bir kadın olmaya devam mı etmeliyim, yoksa ... bilmiyorum. Neyi tercih etmeliyim? 

Bazen her şeyi yok etmek, bitirmek, resetlemek istiyorum. Bilhassa kendimi. Uzaklaşmak, gitmek istiyorum bazı şeylerden. Kafamın rahat olmasını istiyorum, bilhassa kalbimin. Ruhumun. Her neyse. Bu girdap hiç bitmeyecek gibi, belli ki, hep de böyle olacağım. İnancımı kaybediyorum. Kaybediyorum... 

MFÖ'nün Yalnızlık Ömür Boyu şarkısını ekleyerek bitirmek istiyorum bu yazıyı. Şarkıda da söylediği gibi; hep yalnızlık var sonunda, yalnızlık ömür boyu. 


Senle beraber olsam da sevgilimAyrılsak da ölsek de bu yoldaHep yalnızlık yavrumYalnızlık ömür boyuYalnızlık ömür boyu
Senle beraber olsam da sevgilimHiç görmesek birbirimizi özlesekÖmür boyu bağlansak daSevinsek de üzülsek deYalnızlık ömür boyu
Birden sen gelsen aklımaSeni unutsam bazı bazıMeraklansam gizliceDelice kıskansam seniHep yalnızlık var sonundaYalnızlık ömür boyuHep yalnızlık var sonundaYalnızlık ömür boyu
Devamını Oku »

Pazar, Nisan 23, 2023

Ruhun umarım huzurludur, iyidir... Mekanın cennet olsun!

Hayatımıza dokunan, bizi deyim yerindeyse bir çukurdan çıkaran adam ölmüş bugün. Duyunca o kadar tuhaf oldum, o kadar üzüldüm ki. Adamı en son 15 sene önce gördüm belki de. Bize her geldiğinde bir poşet yiyecek getirir, harçlık verirdi. Babamın işvereniydi. Bize çok yardımı dokundu, öyle ki babam ona "baba" diyordu. 

Bugün dışarıdaydım, kardeşim arayıp da haber verince çok üzüldüm. Babam çok daha kötü olmuş, hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş. Eve geldim, hala ağlıyordu. Koca adam omuzları sarsılıyordu ağlarken, içim acıdı öyle görünce. Oturduk hep birlikte ağladık. 

Sonra düşündüm, insanların hayatlarına dokunan bir adam göçüp gitmiş bu dünyadan, ona minnet borcu olanlar, onun için gözyaşı döküyor ardından, dua ediyor... Allah herkese böyle ölüm nasip etsin dedim. Ama üzüldük öyle üzüldük ki. Bugün, o adam karşımıza çıkmamış olsaydı belki böyle olmayacaktık. Allah razı olsun senden Gürbüz amca. 

Babamın ağlayışı aklımdan hiç silinmeyecek sanırım. Ah ne desem ki...

Rabbim rahmet eylesin....

Ve Rabbim onun gibi hayırsever birisi olabilmeyi nasip etsin.

Devamını Oku »

Engelli adam... karşına iyi insanlar çıksın hep umarım

Bunu, bu yazıyı yazmalıydım. Bugün otobüste gelirken bir tane engelli diyebileceğim, galiba da öyle, bir adam bindi otobüse. Binerken bir adamın onun için "Terminale gidiyor mu?" diye şoföre soruşunu duymuştum. 

Engelli olan adam, kulağında kulaklık elinde telefon geçti oturdu yan tarafa. Şoför bir noktadan sonra paraları toplarken ona da, "Sen para verdin mi?" diye sordu, o da "Ben vermedim daha" deyip elini cebine atıp para çıkardı verdi adama. "Sen nereye gideceksin?" diye sordu şoför. 

Adam bir şeyler söyledi ama anlaşılmıyordu. "Musta Musta" der gibiydi. Ben de, "Galiba terminale gidecek." dedim. Adamın biri, "Otogara mı gideceksin?" diye sordu bunun üzerine. O da, "Evet." dedi. Sonra Bursa'ya gideceğini anlamış olduk. "Ben Bursa'ya gideceğim."dedi.

Adamın biri onunla sohbet etmeye devam etti, ben de kulak misafiri oldum. "Ben Bursa'ya gidicem evlenicem." dediğini duydum...gülümsedim. Tek başına yolculuk yapabilecek kadar aklı başında idi galiba ama yine de kendini şoföre teslim etmişti. Eve geldim ama hala onu düşünüyorum. İçimden ağlamak geliyor, dayanamadım ağladım da. Öyle canım sıkıldı ki, öyle içim paramparça oldu ki, neden bilmiyorum, öyle çok üzüldüm ki. Başıma ağrı, kalbime ağrı girdi anında. Acaba gidebildi mi otogara? Sağ salim gideceği yere varsın, karşısına iyi insanlar çıksın diye dua ettim, edeceğim. O hali öyle çok dokundu ki içime, nasıl unuturum bilemiyorum. Çok üzüldüm ya. Öyle çok üzüldüm ki. Sanki kalbimi sıkıp bırakmışlar gibi, acıyor. 

Devamını Oku »

Salı, Nisan 04, 2023

Tırtılın hazin sonu

Şu sıralar kendimle pek aram yok, galiba kimseyle de pek yok, bilemiyorum. 
Bazı şeylere dair umudumun her geçen gün daha da azaldığını görüyorum, titrek bir mum alevi gibi, yandıkça bitiyor sanki, eriyor ve göl oluyor umutlarım dipte. Mumdan geriye kalan ip gibi, o gölün ortasında öylece duruyor gibiyim. 
Büyük bir boşluk da var. Beni en çok elden bir şeyin gelmemesi üzüyor bazı konularda ve elimden gelebilecek şeyleri yapacakken de, bazı şeyleri harcayacak olmam üzüyor daha da çok. 
Hayatın saçma sapan matematiği işte diyeceğim ama diyemiyorum. O motivasyonla ilgili her şey saçmalık, kuru sözler vs. hepsi komik geliyor. 
Motivasyon videoları izle hayatta kal, cesaretli ol, güçlü ol saçmalıklarına daha fazla tahammül edemiyorum. 
Kaderci anlayış için de iki kelam etmek isterdim ama inancım buna izin vermiyor. 
Yaşamda varlığınızı sorgularken ne ile karşılaştınız? ya da karşılaşamadığınız o şey, o insan kim? 
Keşke böyle bir insan olmasaydım. Bütün saçmalıkları bir kenara koyuyorum ancak keşke böyle bir insan olmasaydım. Bir yığın saçmalıktan ibaretim. Saçmalığın daniskası gibi bir şey. Bildiğiniz bu kişiyi unutun, çünkü o aslında bir saçmalık. Tırtıldan kelebeğe dönmeye çalışırken tam o esnada bir kuş onu yemiş. Bilin bakalım ne olmuş sonrasında? Kuşun dışkıladığı gaita! İşte tırtılın hazin sonu. Ne acı ama. Şak şak! Tiyatro bitti.  

Devamını Oku »