Sayfalar

Cuma, Haziran 03, 2022

Yorgun zihin, yorgun beden...


Bazı günler, günlerin takibini yapamıyor gibiyim. Yorgunluk haddinden fazla. Şu sıralar özellikle durmanın, durabilmenin yolunu arıyorum ama bulamıyorum da. Mart ayından beri nereye koşuyorum, nasıl koşuyorum bilmiyorum. İnsan ne için koştuğunu biliyor olsa da, yine de yoruluyor işte. Hayat insanı hep zayıf noktalarından vuruyor. Güçlü yanlarını böyle manipüle etmeye çalışıyor... Güçlü olmaya çalışmak yorucu, hem de çok yorucu ama yine de çabalıyorum. 

Fakat bazı zamanlar öyle yorgun oluyorum ki... özellikle şu üç gündür, nasılım bilmiyorum bile. İyi miyim? Nasıl hissediyorum? Ne düşünüyorum? Neyi düşünmemeye çalışıyorum? Ne istiyorum? Neyi özlüyorum? Bilmiyorum. Kafamda yoğun, dumanlı bir sis var gibi sanki ve bu da sürekli başımı ağrıtıyor. Geçmeyen kronik baş ağrılar...
Bu süreçte insanlarla uğraşmak da ayrı yorucu bir durum. Ben pek fazla insan kalabalığından hoşlanmıyorum, sadeliği, sessizliği, daha az gürültüyü seviyorum. Fakat bu mümkün değil gibi. 
Her neyse...
Bazen konuşmak da yorucu, yazmak da... sadece susmak lazım gibi bazen. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder