Sayfalar

Pazartesi, Mart 08, 2021

Eğer Engelli Bir Kardeşin Varsa...

Bazen sinirlenmemek, öfkelenmemek ya da bir şeylere kızmamak mümkün olmayabiliyor. Bu üç kelime aynı hissi tarif etse de, yine de yeterli değil. İnsanların bencil olması beni çıldırtıyor! Çok bir şey bilmediği halde sanki en zeki, en akıllı insan oymuş gibi konuşabiliyor olmaları, gerçekten akıllı olan insanların sinir sağlığı için bir tehdit! 

Mütevazı olmak nerede? Nerede alçakgönüllü davranış? Nerede büyüklere saygı, küçüklere duyulan sevgi? Nerede iyilik, güzellik? Neden cebimizdeki paranın artmasını isterken, karakterimizin de gelişmesini istemiyoruz?
Neden son model cep telefonlarına duyulan ilgiyi, zor durumdaki bir canlıya duymuyoruz? Neden sosyal medya çılgınlığına ayırdığımız vakti, güzel bir işe ayırmıyoruz? 
Neden bencil, düşünmeden, araştırmadan, anlamadan eleştiren bir insanız? Neden böyleyiz? 
Neden ölümün farkında değiliz? Oysa ölüm o kadar ani vuruyor ki insana, geldiğini, gittiğini anlamıyorsun bile. Ölmesen bile, birer engelli adayına dönüşebileceğini hiç düşünmüyorsun. Sana o zaman iyi bakılmaz ise, yine böyle mutlu olur musun?

Bazen, bazı insanlara tahammül edilemiyor. Ne kadar denenirse denensin, ne kadar hoşgörülü olmak zorunda olursam olayım, yapamıyorum. 
Açıkça görülen rezilliği öylece kabullenemiyorum. 

Bir insanın hayatında yaptığı en güzel şey ne olabilir? Onu mükemmel hissettiren, ona iyi gelen, ona yaşadığını bir amacı olduğunu hissettiren ne olabilir? Herkesin sebepleri değişir, hedefleri, önlemleri, yaşamı, her şey farklılık gösterebilir ama hayatında engelli bir canlı varsa, bu insan da olabilir bir kedi de, bir kuş da, bir köpek de, kendinden önce onu düşüneceksin. Düşüneceksin! 
Hele engelli bir kardeşin varsa, gece uyurken o başın rahat olmayacak! O rahat uyuyacak ama sen uyumayacaksın! O doya doya rüya görecek, ama sen göremeyeceksin... 
Her akşam pişirdiğin o lezzetli yemeği ilk önce o yiyecek, gerekirse sen aç kalacaksın. Televizyonda en sevdiği programı açıp izlemesine izin verecek, sen gerekirse büs gibi oturacaksın. 

Canı gezmek istiyorsa gezdirecek, sen gerekirse eğlenmeyeceksin! O soğuk kış gününde üşüyorsa, sen sıcak yatağında uyumayacaksın! O sürekli hastalanıp hastaneye yatıyorsa, sen sağlıklı beslenip kendine baktığın için kendinden utanacaksın. 

O konuşamadığı, duyamadığı için kendini savunamıyorsa, onu kendini savunmak durumunda bırakmayacaksın! O senin kanından canından bir parça olmasa bile bir insan olarak iyi bakacaksın ona. 
Onunla sohbet edemesen bile onu ziyaret edip evinde yarım saat bile olsa oturacaksın! Sen onunla sohbet etmesen de o seninle edecektir çünkü! Sen onun yanında sıkılıp dakikaları sayarken, o seni gördüğüne mutlu olacak! Sen o değeri hak etmediğin halde her zaman göreceksin! 

İnsanlık nerede gerçekten? Nerede? O kadar öfkeleniyorum ki! O kadar deliriyorum ki! Engelli olmak insan olmamak anlamına mı geliyor bu dünyada? Normal bir insanın,engelli bir insanı 'insan' olarak görebilmesi için ne gerekiyor? 
Atan bir kalbi, akan bir kanı olan bir canlı...engelli diye yok mu sayılmalı? Bu nasıl bir zihniyet? Nasıl bir rezillik? Anlam veremiyorum. 
Şu güzelim insanlara gösterdiğiniz tutuma artık bir son verin. Güzelce uyarmak, alttan alttan mesaj vermek yetmiyor sizlere. Açık açık, bağıra bağıra konuşmak gerekiyor zannımca! İnsan olun diyeceğim de, sizi çok yormak istemiyorum. 

Engelli kardeşlerime gözü gibi bakan, onları her daim sevgiyle kucaklayıp, bir 'birey' olarak gören tüm dostlarım, bu yazı sizin için değildir. Bu yazı, insan olamayanların, 'insan' rolünü oynadıkları ve yaşamın içinde, kendi bencilliklerinde çürüyüp giden, leş kokulu yaratıklar içindir. 
Böyle insanlara denk geldiğiniz zaman burnunuza peçete tutun. Sevgiler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder