Sayfalar

Salı, Aralık 18, 2018

Hayvanlar ve Onlara Yapılan İşkenceler! Artık Yeter!


Şu sıralar ünlü sayılan bir adamın bir papağana yaptığı işkence konuşuluyor. Hayvanlara işkence isimli gündemin yeni konu başlığı bu! Ne yazık ki!
Ben olayı bilmiyorum. Nasıl gerçekleştiğini, ayrıntıları bilmiyorum yani. Bilmek de istemiyorum. Hatta duymak bile istemiyorum çünkü bir hayvanın canına bile isteye zarar vermek isteyen insanları öldürmek isteğinin içimde belirdiğini hissediyorum. O kadar öfkeleniyorum.

Birkaç arkadaşım benim hayvanlara karşı ne kadar hassas olduğumu bildikleri için bu durumu benimle paylaşmak istediler. Konuşmaya başladıkları anda onları susturdum ancak ne yazık ki durumu az da olsa biliyorum. Bir papağana işkence yapıldığını biliyorum en azından. Ve ona "Acun" ismini söyletme derdine düşmüş pis insanın çabasını da öğrendim. Acun Ilıcalı ne kadar başarılı bir adam olsa da nedendir bilmiyorum benim sempatimi kazanamayan bir adam. Herkes onu sevecek diye bir kural yok zaten bu yüzden ben de ondan pek hoşlanıyor sayılmam.

Ama en hoşlanmadığım şey ise, hayvanlara karşı en ufak bir merhamet duygusu bile beslemeyen insanlar! 
Son zamanlarda hayvanlara yapılan işkenceler o kadar arttı ki, artık hiçbir haberi kaldıramaz oldum. Dillerde pelesenk olmasına bile katlanamıyorum.
Gördüğüm görüntüler bile boğazımı sıkan bir el gibi. Nefes dahi alamıyorum.

Özellikle köpeklere yapılan işkenceleri hatırladıkça deliriyorum. Gerçekten. Boynundan ip bağlanıp ağaca asılan bir köpeğin görüntüsü, elleri ayakları, ağzı bantlanmış ve ıssız bir yere atılmış köpeğin görüntüsü, ayakları kesilen ve kurtarılamayan köpeğin görüntüsü, arabanın arkasında iple sürüklenen köpeğin görüntüsü, dövülen, acımadan ağır aletlerle kafasına, vücuduna vurulan köpeğin görüntüsü ve daha birçoğu gözümün önünden gitmiyor.

Hayvanın konuşmak için ne dili, ne de şikayetini anlatabilecek bir ifade yöntemi var.
Bunu ona yapan bir insan! İnsan demek istemiyorum, hayvan da demek istemiyorum hatta hiçbir şey demek istemiyorum çünkü hiçbir kalıbı doldurmuyor maalesef. Hakaret dolu kalıplara yerleştirsem bile o kalıp ona az geliyor!

Bu işkenceleri uyguladıkları hayvanların normalde saldırgan olması beklenir değil mi? Ama hayır! Onu kurtarmaya giden başka bir insana saldırması gerekirken, sonuçta ona bunu yapan aynı bedene sahip başka bir insan!, köpek kuyruğunu sallayarak sevgiyle karşılık veriyor. İşte o anlarda kendimi tutamıyorum, ağlamaya başlıyorum. İnsana karşı karşılıksız sevgi besleyen bir canlıdan ne istiyorsunuz?

Benim elimi kolumu bağlasalar, bana aynı işkenceyi yapsalar bana bunu yapan bütün ırktan nefret ederim, ama hayır, köpekler etmiyor! Yanına yaklaşıp ellerindeki, ağızlarındaki bantları çözen insana sevgiyle yaklaşıyor! Ne kadar merhametliler!

Çıldırıyorum gerçekten! Gerçekten çıldırıyorum. Sesinden, kokusundan, varlığından rahatsız olup belediyeye "toplayın bu hayvanları" diye şikayet insanlardan da iğreniyorum. Onlar için güzel bir çözüm bulmak yerine, sanki bir asalakmış, sanki bir çöpmüş gibi davranış sergileyen insanlardan tiksiniyorum. Ben bir köpeğin ya da bir kedinin bile kısırlaştırılmasını doğru bulmuyorum.

O zaman insanlar da kısırlaştırılmalı! Ortada başı boş gezen, ipsiz sapsız hayvanlara işkence etmekten hoşlanan birçok insan var! O zaman onlar da yok edilmeli! Neden doğuyorlar? Neden varlar? Dünyada bulunma amaçları ne?

Ne için buradalar? İmtihan için mi? İbretlik için mi?

Bilemiyorum!

Bazen ülkemizdeki cezaların kısasa kısas bir şekilde uygulanmasını isterken buluyorum kendimi. Hayvanın boynuna ip mi geçirdin? Onu ağaçtan sallanır bir şekilde mi bıraktın? Kaç saat yaptın bunu? Dört saat mi? O zaman sen de dört saat boyunca boynundan aynı iple sallanır bir şekilde duracaksın! Ölmezsen şanslısın!

Hayvanın ellerini, ayaklarını, ağzını mı bantladın? Aç, susuz, hareketsiz bir şekilde onu birisi bulana dek ıssız bir yere mi bıraktın? Başka vahşi hayvanlara yem olabilecek bir durumda hem de? O zaman senin de ellerin, ayakların, ağzın bantlanmalı ve sen de tıpkı işkence ettiğin köpek gibi ıssız bir yerde tıpkı bir "yem" gibi durmalısın!

Köpeğin boynuna ip geçirip, ipi arabanın arkasına bağlayarak hayvanı yolda mı süründürdün? Havyanın elleri, ayakları mı aşındı, yara oldu? O zaman senin de boynuna bir ip geçirilmeli ve sen de bir arabanın arkasında sürüklenmelisin!

Hayvanın ayaklarını keserek onu güçsüz ve ölüme mi terk ettin? O zaman senin de ellerin ayakların kesilmeli ve sen de ölüme terk edilmelisin!

Hayvanın boynunu sıkarak ona işkence mi ettin? O zaman senin de boynun sıkılmalı! Geberip gitmelisin!

Hayvana tecavüz edip onu öldürdün mü? O zaman sana da tecavüz edilmeli!

Bütün bu şeyleri artık kaldıramıyorum. İnsanların bu kadar kibirli olmalarından nefret ediyorum. Dünya üzerinde yaşama hakkı sadece kendisine aitmiş gibi davranan insanlara acıyorum!

İçinde hayvan sevgisi dahi barındırmayan insanlara ise güvenilmeyeceğini kesinlikle düşünebiliyorum. Hayvanların kokusundan, sesinden rahatsız olabilirsiniz. Onlara dokunmaktan iğrenebilirsiniz de, ama bu onlara zalimce davranma hakkını vermez kimseye!

Uzaktan da sevebilirsiniz, hiçbir sorun yok. Ama pis bir zihniyete sahipseniz hayvanların bulunduğu ortamdan uzak durun. Eğer hayvanlar sizin ortamınızdaysa onları görmezden gelin ve sakın onlara dokunmayın!

Bu tür işkenceleri caydırıcı bir ceza kanunu açıklandı ama ben bu ceza kanunun bile yeterli olmadığını düşünüyorum. Verilen birkaç yıl hapis cezası kesinlikle işe yaramayacak. Çünkü ceza indirimi dediğimiz şey yüzünden belki de ceza paraya çevrilecek! Umarım öyle olmaz da bu işkenceyi gerçekleştiren insanlar bir gün dahi olsa o dört duvarın içinde hapis olarak kalırlar!

Tahammülüm yok gerçekten. Papağana yapılan işkenceyi bile duymak istemedim, duyamadım. Kaldıramadım.
Konuşamayan, size karşılık veremeyen, küçücük bir canlıdan ne istiyorsunuz?
Sizi rahatsız mı ediyor? Varlığıyla sizi sıkıyor mu? Boğuyor mu? Evinize, çocuğunuza mı zarar veriyor? O zaman en mükemmel çözüm, hayvanı alın ve barınağa bırakın. İyi bir şekilde bakıldığından emin olun ve evinize dönün. Ne kadar vaktinizi alabilir? Bütün bu işlem cebinizden ne kadar para çıkarır?

Gerçekten ama gerçekten bilinçli birer vatandaş olmalıyız. Etrafımızda bütün bunların olup bitmesine göz yummalıyız. İzin vermemeliyiz. Sağımızda solumuzda hayvan beslediğini düşünen ama aslında hayvanı aç bırakan insanları uyarmalıyız gerekirse zorlukla karşılaşırsak sahiplerini belediyeye ya da hayvan barınaklarına şikayet ederek hayvanın onlara teslim edilmesini sağlamalıyız!

Bu konuda çalışma yürütmeyen belediyeleri de uyarmalıyız! Gerekirse görevlerini onlara hatırlatmalıyız. Biz insanlar bu yaşam hakkının ve bu ortamların sadece bizlere ait olmadığını bilmeliyiz! Ve hayvan satın alıp, satmak yerine barınaklara giderek evsiz, sahipsiz hayvanları sahiplenerek onlarla güzel bir şekilde ilgilenmeliyiz. Pis olduğunu düşünebilirsiniz ama birazcık bakımla satın almak için gittiniz o petshoplardaki hayvanlardan daha temiz bir hayvan haline getirebilirsiniz sahiplendiğiniz canlıları. Eminim onlar da sizlere minnettar kalacaktır. Keşke imkanımız olsa da bütün kötü muamele gören hayvanları toplayıp onlara en iyi şartlar altında bakabilsek.

Eğer hayvan kesme biçme fikri beni dehşete düşürmeseydi kesinlikle veteriner olurdum ve bütün yardıma muhtaç hayvanlarla parasız bir şekilde ilgilenirdim.
Üzücü gerçekten. Gerçekten üzücü. Hayvanlara bu işkenceleri yapan "canileri" Allah'a havale ediyorum. Rabbim onlarla ne yapacağını çok iyi bilir. Ayakkabısındaki suyu önce köpeğe içeren kadına f*hişe olmasına rağmen cenneti müjdeleyen Allah, bu caniler için kim bilir ne azaplar verir!

Lütfen bilinçli olalım ve en az bizim kadar yaşamaya hakları olan bu canlılara sahip çıkalım. Akşam yemeğinden kalan artıkları toplayıp onların karnını doyuralım. Çok zor bir şey değil, olmamalı.
Lütfen bu işkenceler artık bitsin!
Lütfen... Bakın ne kadar güzel resimler!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder