Sayfalar

Cuma, Aralık 28, 2018

2019 - Ve O Kadar


Yeni yıl kutlamaları yapmayı çok sevmem aslında. Sanırım biraz eski kafalı bir insanım. Hani bir deyiş vardır ya, "Bizi kıyamete ve sona yaklaştıran her yeni yıl kutlanmaya değer mi?" ama herkes böyle derinlemesine düşünmüyor ya da düşünmek istemiyor sanırım. Ve bu bir de inanç meselesi. İnancınız doğrultusunda böyle bir fikri zihninizde saklı tutabiliyor ya da görmezden gelebiliyorsunuz.

Ben de pek sesli kutlamalar içinde bulunmam ama geleneğe uyalım ve güzel dilekler dileyelim Allah'tan ...

Ben çok düşünen bir insanım, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp zihnimde çok çöp biriktiriyorum. Bazen kendimi bu konuda durduramıyorum. Kendiliğinden gelişen bir şey. Ancak 2018 yılına sanki daha dün girmişiz gibi hissediyorum. Sanki aradan koca bir yıl geçmemiş gibi. Ne kadar garip. Sayıların artistliği çok garip. 2017'den çıkarken, yeni yılın ismi olan "2018" insanın gözüne büyülü, mükemmel bir sayı gibi görünüyor. Değerli bir hazineymiş gibi. Yıl boyunca 'yeni'nin heyecanını yaşıyoruz.
Ve şimdi de 2019 sayısı giderek değerleniyor ve bir yıl önce muhteşem gözüyle baktığımız 2018 yerini tarihe bırakıyor. Gömülüyor tarihe. Yok oluyor. Değer verdiğimiz her şey gibi.

Eminim ki seneye 2020'ye geçtiğimizde, bugün heyecanla beklenen 2019'u tarihe gömmüş olacağız. Geçen sayılar, günler ve saatler aslında. Bazen öyle düşünüyorum. Bana göre sonsuz bir zaman var ve o zaman büyük bir döngü içinde. Belki insan hesabıyla yüz yılda bir başladığı yere dönüyor ya da bin yılda bir. Kim bilebilir? Zaman olgusu çok yanıltıcı. Aslında şüpheli de.

Hayatı hep bir oyun parkuruna benzettiğim için zamanın da bir kronometre olduğunu düşünüyorum çoğu zaman. Başlıyor ve bitiyor .. ve sonra yeniden başlıyor, yeniden bitmek için.
Tuhaf etiketler var gerçekten. Aslında hayatımız da tuhaf etiketlerden oluşuyor. Çoğu zaman seçimlerimiz önemli sonuçlar doğuruyor ama çoğu zaman da düzenlenen parkurun aşamaları yüzünden bazı şeyleri seçmek zorunda kalıyoruz. Bu durumda seçimler bizim mi oluyor hala orasını anlayabilmiş değilim. Biraz karmaşık.

Hayat geçiyor ve değişmeyen tek şey de hayat oluyor. İnsanlar değişiyor, olgular, kavramlar ve taşıdıkları anlamlar değişiyor. Bütün bunları insanlar değiştiriyor... ve yeni bir yıl daha geliyor. Harcanacak, yaşanacak yeni bir yıl daha. Acaba kaç yeni yıl daha göreceğiz? İlginç bir şekilde düşünmek bile beyni yoruyor.
İnsan kapasitesinin bir sınırı olduğu söyleniyor ya, bu soru da o sınırı zorlayan bir soru.

Ama dilemeliyim ki gerçekten, insan önce kendine insan olmalı.. ve sonra çevresine. Ve sonra dünyaya. Bunu başarabilsek aslında, yaptığımız seçimlerin ya da yapmak zorunda kaldığımız seçimlerin güzel bir anlamı olacak. Ve gelen her yeni yılın kötülüğü değil iyiliği getirdiğinden emin ve mutlu bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

Ama fark ediyorum da, her yeni yıl güzellik getirse de, sanki adım adım sona gidiyormuş gibi kötülükleri de katlayarak getiriyor yanında. Bir filmin bitişine doğru yaşananlar gibi. Ahlaksızlık, cinayetler, açlık, savaşlar, her şey çoğalıyor. Büyük bir karmaşa içinde insanlar ölüyor. Haksız ve üzücü sebeplerden.

İşte bu yüzden bilemiyorum. Kutlamak doğru mu?

Belki de doğrudur, ben ne bilebilirim ki?
Ama yine de.. güzelliklerin hüküm sürdüğü bir yeni yıl olmasını diliyorum elbette. Allah dileğimizi biliyor, en iyisini de o biliyor.

Ailenizle, sevdiklerinizle ve sizi siz yapan özelliklerinizle güzel, mutlu ve kötülük barındırmayan huzur dolu günlere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder