Sayfalar

Cumartesi, Aralık 26, 2015

Farklılık..


İnsanın yaşadığı her an, her saniye ya da ne kadar bir zaman dilimi verebilirseniz işte.. her şey birer derstir diye düşünüyorum. Zamanın bütün evrelerine yetişmeye de çalışsak bir yerlerde mutlaka kendimizi istemediğimiz bir konumda, istemediğimiz bir biçimde bulabiliyoruz bazen. Farklılık buradan geliyor belki.. belki de farklılık diye bir şey yoktur..

Bazı şeylerin yokluğuyla terbiye ediliyoruz, bazı şeylerin ise yokluğu ile tatbikat yapıyoruz. Şu an bu cümleleri okurken neler söylemek istediğimi anlamamanız normal olabilir. Bir şeyleri açıklamak, anlatmak için değil içimde dönüp duran düşünceleri dökmek..yol vermek için yazıyorum bu yazıyı. 
İnsanın doğal yaşamı aynıdır.. yani hepimizin farklı bir kimliği, farklı bir lügatı, farklı bir bakış açısı falan filan olabilir.. ancak özünde yine yer, yine içer, yine gezer, yine tozar, yine ağlar..yine üzülür.. temelde herkes aynıdır.. ama buna rağmen hala farklı..çok farklı olduğumuzu söyleyenler vardır.. belki doğrudur.. belki birbirimizden çok farklıyızdır.. belki bu farklılıklar birbirini tamamlamak içindir .. yine de herkes hayatında tam olarak kontrol yetkisine sahip değildir..

Hayatımıza bomba gibi düşen acılar, günümüzü ters döndüren olaylar, gözlerimizi kapatıp anın etkisini iyice sindirmeye çalıştığımız zamanlar vardır.. insan farklıdır derken.. hepimizin acıyla baş etme yöntemi de farklı mıdır? Ya da mutlulukla? Bence öyle değil. Kimi insanlar vardır.. kendisini dünyadan, kalabalıktan, baydırıcı her türlü şeyden uzaklaştırır.. soğuk katı duvarlar örer etrafına.. kendince sert bir dünya yaratır orada yaşar gider.. ama bir acı gelip ömrünü doksan derece çevirdiği zaman çöker.. ellerini dizlerinin üzerine koyup ileri geri sallanır tabiri caiz ise elbette..kimi insanlar neşeli mi neşeli..cıvıl mı cıvıl bir kişiliğe sahiptir.. hayatında siyah ya da gri değil rengarenk duygular vardır.. ama o da acıyla doksan derece çevrildiğinde o da çöker..gözlerini kapatır..siyah ya da gri gözyaşları akar.. hepimiz temelde acıya, mutluluğa, hüzne, bıkmışlığa, gelmişe, geçmişe aynı tepkiyi veriyoruz.. giyilen kıyafetlerin, boyalı saçların, ojeli ya da bakımlı tırnakların, siyahi ya da beyaz bir tene sahip olmamızın hiçbir ayırıcı, farklı bir tarafı yoktur.. gülüşümüz aynı, ağlayışımız aynı, bakışımız aynıdır.. doğal bir saflıkla doğup, yine doğal bir saflıkla ölürüz.. çünkü ölürken nereye gideceğimizi, neler göreceğimizi biliriz.. ya neşe ile.. ya da büyük bir üzüntü ile.. seçenekler o kadar da önemli değildir.. görünüşün farklı olması aldatıcıdır belki ama ...aldatıcı.. nedir ki?

Hala farklı mıyızdır? Hala bizi birbirimizden ayıran her şeyin üzerine gidip onları büyüterek aramızda uçurumlar açmaya istekli miyizdir? Yorucu değil mi gerçekten? Ama gerçekten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder