İlk Aşklar

Bugün gördüğüm bir rüyadan sonra bu yazıyı yazmak istedim nedense.
İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz? Kalbinizin ilk kez karşı cinsi fark edişini, ilk heyecanınızı, ilk bakışmalarınızı, biraz ürkek, biraz cesaretli duygularınızı?  Eminim ki herkesin bir ilk aşkı olmuştur.  Hatta belki de onun hakkında şiirler bile yazmışsınızdır. Sonuçta bu duygular insanın içindeki güzel yönleri de ortaya çıkarmıyor değil.

Belki ilk aşkınızla şu an evlisinizdir, belki de onunla çok kötü bir şekilde ayrılmışsınızdır, belki de o gerçekten de kalbinizi sonsuza dek kıran kişidir, belki de platonik olarak aşık olduğunuz sizden haberi bile olmayan bir kişidir... belki de hala zaman zaman hatırladığınız, yüzünüzde tebessüm oluşturan, rüyalarınıza zaman zaman girip kendini hatırlatan kişidir, belki de hala unutamadığınız, hayatınıza kim girerse girsin yerini dolduramadığı kişidir... Belki de hatırlamayacağınız kadar önemsiz bir kişidir...

Geçmişe ne şekilde kaydedildiği önemli elbette ama onu unutulmaz kılan şey hep, "ilk" oluşu olacaktır.

Hayatımızda ilk ve sonu her zaman biliriz. Unutmak istesek de hatırlarız.
Bazen aradan yıllar geçer - ama onu hala rüyalarınızda görürsünüz. Sonra üzerine düşünürsünüz. Neden rüyalarınızda görürsünüz? Oysa geçmişte olduğu gibi aynı duygular devam etmiyordur. Belki hatırlanınca yüzde bir gülümseme oluşturur ama zamanın her şeye ilaç olduğu gibi eski duyguları da alıp götürdüğü doğrusu her şeyin üzerindedir.

Bazen zaman zaman rüyalarımda görüyorum. Ve her uyandığımda yüzümde bir tebessümle uyanıyorum. Çok garip bir şey. Oysa hissedilen bir şey yok.
Fakat özlenilen şeyler var. Bir çift ela göz gibi...

Peki siz ilk aşkınızı hatırlıyor musunuz? Geçmişte kalmasına rağmen hala rüyalarınızda görüyor musunuz?

Bütün o büyük yazarlar, biyolojistler aldanmış. Ayrılık ve zaman bende sana ait hiçbir anı öldüremiyor, silemiyor.

Ahmed Arif